Bir kocakarı masalı, bir inek otlağına bakmanın yaklaşan bir yağmur fırtınasını tahmin etmenize yardımcı olabileceğini söyler; bütün inekler yerde yatıyorsa, yağmur yağmak üzere demektir! Peki bu iddianın bilimsel bir dayanağı var mı?
İnekler birçok nedenden dolayı uzanır, ancakyaklaşan bir yağmur fırtınasının bunlardan biri olduğuna dair ampirik bir kanıt yoktur. Çiftçinin Almanağı, ineklerin bir fırtınaya hazırlanmak yerine geviş getirirken yatmaya daha yatkın olduğunu belirtir.
Yine de bu efsane nereden geliyor? En fantastik iddiaların bile, inançlarını haklı çıkarmak için kullandıkları iddia edilen bazı temelleri vardır. Bazıları diğerlerinden daha mantıklı ama hadi onları keşfedelim.
Çimleri Kuru Tutuyorlar
Bu eşler masalı için bulabildiğimiz en basit açıklama, ineklerin havadaki artan nemi ve barometrik basınçtaki değişimi hissedebiliyor olmaları. Sonra rahat bir yere uzanmak için kuru tutmak için çimlere uzanırlar.
Mideleri Barometrik Basınca Duyarlıdır
Başka bir açıklama da ineklerin midelerinin barometrik basınca duyarlı olduğu ve yağmur yağdığındaki değişikliğin midelerini rahatsız ettiği iddia ediliyor. Bu teori, insanların mideleri ağrıdığında yaptıkları gibi, midelerini rahatlatmak için uzandıklarını varsayar.
İnek Bacakları Gözenekli
Belki de saçma tarafı, bu "teori" bir ineğin bacaklarının mikro gözenekli olduğunu ve havadaki nemi emdiğini öne sürüyor. Bu "teoriye" göre, bir ineğin bacakları bir yağmur fırtınasından önceki süre içinde havadan o kadar çok nem emer ki, yumuşar ve artık ineğin vücut ağırlığını taşıyamaz hale gelir.
Bu İddiaların Dayanağı Var mı?
Hayır. Yukarıdaki iddialardan herhangi birini destekleyen hiçbir bilimsel kanıt yoktur. İnekler çeşitli nedenlerle uzanır ve yağmurun bunlardan biri olduğuna dair bilimsel bir kanıt yoktur. Bu uzun hikaye doğru olsaydı, hava her zaman oldukça kötü olurdu!